MÖ 2.YY'dan kalma el yazması 10 emir |
İbrani sözcüğünün kökeni ve
anlamı kesin olarak bilinmiyor.
MÖ XIV. yüzyıldan metinlerde rastlanan
ve bu sözcüğe benzeyen "Habiru"
adının Arabistan çölünün kuzey
uçlarında yaşayıp yarı göçebe
olan bir soyun adı olarak kullanıldığı
bilinmektedir. Öte yandan İbrani
sözcüğünün, Şem'in torunu ve
Samilerin atası olan Eber'den geldiğini
ileri sürenler de vardır.
İsrail'in on iki kabilesi
İbraniler başlangıçta göçebeydiler.
Dinsel öyküler İbrahim'in,
Mısır sınırında bulunan ve daha
sonra Filistin adı verilen Kenan'a
göçünü anlatıyor. Sonradan İsrail
(Tanrı için çalışan) adını alan ve
İbrahim'in torunu olan Yakub'un 12 oğlu varmış. Kutsal Kitaplarda sözü
edilen 12 İsrail kabilesi işte bu
12 oğlun soyundan gelmişler. Yakub'un
oğulları, kardeşleri Yusuf'u
köle olarak Mısır'a satmışlar. Kenan'da kıtlık baş gösterince, Mısırlıların
gözüne girmiş (gördüğü rüyalar neticesinde kıtlığı önceden bilmesi nedeniyle) olan Yusuf,
babasını ve kardeşlerini yanına çağırıp refah içinde yaşamalarını sağlamış.
Uzun bir süre sonra, muhtemelen
Sethi I'in krallığı sırasında
(yaklaşık MÖ 1309-1291), Yakub'un
soyundan gelenler tutsak edilmişler.
Onları kölelikten Musa kurtarmış.
Musa'nın Mısır'dan çıkışı, İbrani
soyundan gelenlerin bilincindeki
önemini bugün bile sürdürmektedir. Musa bir Mısırlı adıdır.
Efsaneye göre gençliğini Mısır
sarayında geçirmişti. Bu nedenle
tümüyle İbrani soyundan olup olmadığı
tartışma konusudur. Gene,
efsaneye göre, Tanrı, Musa'ya düşünde,
İsrailoğulları'nı Mısır'dan
çıkarmasını ve Kenan'a götürmesini
buyurmuştur.
İsrail oğullarının Mısır'dan çıkış
tarihi kesin olarak bilinmiyor,
ancak MÖ XIV. yada XIII. yüzyılda olduğu tahmin ediliyor. Tutsaklar,
Kızıl Deniz'in kuzey ucunu geçerek
çöle ulaşıp Sina dağına çıkınca
Tanrı, Musa'ya On Emir adıyla
bilinen yasaları gönderir. Bu
emirler taş üzerine kazınarak bir
sandık yada kutunun içinde saklanır.
Kutsal Kitabın ilk beş bölümünü
oluşturan Tevrat Yasalarının
da gene Musa'ya ait olduğu
ileri sürülür.
Bu beş kitabın elimize ulaşmış
metinlerinden, İsrail oğullarının
hem toprağa bağlı çiftçilerden, hem
de göçebelerden oluştuğu anlaşılmaktadır.
Bu beş kitapta Musa'
nın ölümü anlatıldığı gibi, daha
sonra yapılan Tapınak ve dinsel
törenlere de değinilmektedir.
Musa'dan sonra başa geçen
krallar, "vaad edilmiş toprak" Kenan ülkesini parça parça istila ederek
ele geçirmeyi başardılar. Hem
peygamber hem de kral olan Şaul (Kuran'da Talut olarak geçer),
Amaleki'ler de dahil olmak üzere
bir çok kabileyi yenilgiye uğrattı,
ama Filistinliler tarafından öldürüldü.
İsrail'in en büyük kralı: Davut
İbraniler Davud'a, Musa'dan
sonra en yüce kahramanları gözüyle
bakagelmişlerdir. Davud kabileleri
birleştirmekte Şaul'dan daha başarılı oldu. Aynı zamanda
yetenekli bir yönetici ve şairdi.
Mezmurların çoğunu onun yazdığı
sanılıyor. Davud Kudüs'ü İbranilerin
başkenti yaptı. Yazıldığından
beri çölde oradan oraya
dolaştırılan On Emir'in bulunduğu
sandığı Kudüs'e getirtti. Süleyman
bu birleşmiş krallığın başına geçince
kutsal sandık için Kudüs Tapınağını ve kendisi için de
büyük bir saray yaptırdı. Bu görkemli
eserlerin yapımında, topladığı
vergilerden ve angarya sisteminden
de yararlandı. Süleyman'ın
dillere destan olan bilgeliği ise
Kutsal Kitab'ın bir bölümü olan
Meseller'de günümüze ulaştı.
Süleyman'ın ölümünden sonra
ülkede hoşnutsuzluk baş gösterdi ve
krallık onarılmaz bir biçimde bölündü. Oğullarından zayıf olanı
Rehoboam, sadece, güneyde Kudüs
çevresinde bulunan toprakları elinde
tutabildi. Buraya Yahudiye
krallığı adı verildi. Kardeşi Jeroboam
ise on kabile ile bu krallıktan
koparak kuzeyde İsrail krallığını
kurdu. İsrail'in biri Dan öbürü
Bethel'de birbirine rakip iki tapınağı
vardı. Yahudiye ile İsrail
arasındaki çekişme yüzyıllar boyunca sürüp
gitti. Kuzeydeki krallık MÖ
721 yılında Asur kralı Sargon II
tarafından yıkıldı.
Küçük Yahudiye krallığı yarı bağımsız
durumda bir yüzyıl daha
varlığını sürdürdü, fakat MÖ 586
yılında ortadan kalktı. Ülkenin
ileri gelenleri tutsak edilerek Babil'e
götürüldü. Kuzeydeki İsrail
kabileleri dağılmış ve kaybolmuşlardı.
Yahudiye önderleri MÖ 538'de
sürgünden döndüler. Yahudi sözcüğü
bu sıralarda geçerlik kazandı.
Ağlama Duvarı |
Wikipedia bağlantısı:
Şaul kimdir?
0 yorum:
Yorum Gönder