İbraniler - MÖ 1200-322

10 emir
MÖ 2.YY'dan kalma el yazması 10 emir
İbrani sözcüğünün kökeni ve anlamı kesin olarak bilinmiyor. MÖ XIV. yüzyıldan metinlerde rastlanan ve bu sözcüğe benzeyen "Habiru" adının Arabistan çölünün kuzey uçlarında yaşayıp yarı göçebe olan bir soyun adı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Öte yandan İbrani sözcüğünün, Şem'in torunu ve Samilerin atası olan Eber'den geldiğini ileri sürenler de vardır.

İsrail'in on iki kabilesi 

İbraniler başlangıçta göçebeydiler. Dinsel öyküler İbrahim'in, Mısır sınırında bulunan ve daha sonra Filistin adı verilen Kenan'a göçünü anlatıyor. Sonradan İsrail (Tanrı için çalışan) adını alan ve İbrahim'in torunu olan Yakub'un 12 oğlu varmış. Kutsal Kitaplarda sözü edilen 12 İsrail kabilesi işte bu 12 oğlun soyundan gelmişler. Yakub'un oğulları, kardeşleri Yusuf'u köle olarak Mısır'a satmışlar. Kenan'da kıtlık baş gösterince,  Mısırlıların gözüne girmiş (gördüğü rüyalar neticesinde kıtlığı önceden bilmesi nedeniyle) olan Yusuf, babasını ve kardeşlerini yanına çağırıp refah içinde yaşamalarını sağlamış. Uzun bir süre sonra, muhtemelen Sethi I'in krallığı sırasında (yaklaşık MÖ 1309-1291), Yakub'un soyundan gelenler tutsak edilmişler. Onları kölelikten Musa kurtarmış.

Musa'nın Mısır'dan çıkışı, İbrani soyundan gelenlerin bilincindeki önemini bugün bile sürdürmektedir. Musa bir Mısırlı adıdır. Efsaneye göre gençliğini Mısır sarayında geçirmişti. Bu nedenle tümüyle İbrani soyundan olup olmadığı tartışma konusudur. Gene, efsaneye göre, Tanrı, Musa'ya düşünde, İsrailoğulları'nı Mısır'dan çıkarmasını ve Kenan'a götürmesini buyurmuştur. İsrail oğullarının Mısır'dan çıkış tarihi kesin olarak bilinmiyor, ancak MÖ XIV. yada XIII. yüzyılda olduğu tahmin ediliyor. Tutsaklar, Kızıl Deniz'in kuzey ucunu geçerek çöle ulaşıp Sina dağına çıkınca Tanrı, Musa'ya On Emir adıyla bilinen yasaları gönderir. Bu emirler taş üzerine kazınarak bir sandık yada kutunun içinde saklanır. Kutsal Kitabın ilk beş bölümünü oluşturan Tevrat Yasalarının da gene Musa'ya ait olduğu ileri sürülür. Bu beş kitabın elimize ulaşmış metinlerinden, İsrail oğullarının hem toprağa bağlı çiftçilerden, hem de göçebelerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu beş kitapta Musa' nın ölümü anlatıldığı gibi, daha sonra yapılan Tapınak ve dinsel törenlere de değinilmektedir.

Musa'dan sonra başa geçen krallar, "vaad edilmiş toprak" Kenan ülkesini parça parça istila ederek ele geçirmeyi başardılar. Hem peygamber hem de kral olan Şaul (Kuran'da Talut olarak geçer), Amaleki'ler de dahil olmak üzere bir çok kabileyi yenilgiye uğrattı, ama Filistinliler tarafından öldürüldü.

İsrail'in en büyük kralı: Davut 

İbraniler Davud'a, Musa'dan sonra en yüce kahramanları gözüyle bakagelmişlerdir. Davud kabileleri birleştirmekte Şaul'dan daha başarılı oldu. Aynı zamanda yetenekli bir yönetici ve şairdi. Mezmurların çoğunu onun yazdığı sanılıyor. Davud Kudüs'ü İbranilerin başkenti yaptı. Yazıldığından beri çölde oradan oraya dolaştırılan On Emir'in bulunduğu sandığı Kudüs'e getirtti. Süleyman bu birleşmiş krallığın başına geçince kutsal sandık için Kudüs Tapınağını ve kendisi için de büyük bir saray yaptırdı. Bu görkemli eserlerin yapımında, topladığı vergilerden ve angarya sisteminden de yararlandı. Süleyman'ın dillere destan olan bilgeliği ise Kutsal Kitab'ın bir bölümü olan Meseller'de günümüze ulaştı.

Süleyman'ın ölümünden sonra ülkede hoşnutsuzluk baş gösterdi ve krallık onarılmaz bir biçimde bölündü. Oğullarından zayıf olanı Rehoboam, sadece, güneyde Kudüs çevresinde bulunan toprakları elinde tutabildi. Buraya Yahudiye krallığı adı verildi. Kardeşi Jeroboam ise on kabile ile bu krallıktan koparak kuzeyde İsrail krallığını kurdu. İsrail'in biri Dan öbürü Bethel'de birbirine rakip iki tapınağı vardı. Yahudiye ile İsrail arasındaki çekişme yüzyıllar boyunca sürüp gitti. Kuzeydeki krallık MÖ 721 yılında Asur kralı Sargon II tarafından yıkıldı. Küçük Yahudiye krallığı yarı bağımsız durumda bir yüzyıl daha varlığını sürdürdü, fakat MÖ 586 yılında ortadan kalktı. Ülkenin ileri gelenleri tutsak edilerek Babil'e götürüldü. Kuzeydeki İsrail kabileleri dağılmış ve kaybolmuşlardı. Yahudiye önderleri MÖ 538'de sürgünden döndüler. Yahudi sözcüğü bu sıralarda geçerlik kazandı.

aglama duvari kudüs
Ağlama Duvarı


Wikipedia bağlantısı:
Şaul kimdir?

0 yorum:

Yorum Gönder