Minos Uygarlığı 2 : Minos Kültürünün En Yüksek Dönemi

Minos-Yunus Freski
Minos-Yunus Freski
Minos uygarlığı yazı dizimizin 2. ve son bölümü. İlk bölümü de buradan okuyabilirsiniz.

Mısır gibi uzak yerlerde Minos çömleklerine ait kalıntıların bulunması ve ege adalarında Minos kolonilerinin mevcudiyeti, Girit’in bu dönemde eriştiği zenginliği deniz ticaretine borçlu olduğunu gösteriyor. Ancak Minos uygarlığının salt dışarıdan aktarıldığını söylemek doğru olmaz. Bu uygarlığın kendine özgü bir kişiliği olduğunu görmezden gelemeyiz.

Fresteki resimler, Minos sanatının ulaştığı üst düzeyi gösterir. Yunuslar ve diğer balıklardan oluşan bu görünüm, Knossos sarayının Kraliçe’nin Megaron’u diye bilinen bölümünü süslemekteydi.

M.Ö. 1700 yıllarındaki doğal felaketlerden yıkılan sarayların yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu gün gördüğümüz yıkıntılar bu saraylara aittir. Yapılarda malzeme olarak tahta bir iskelet ve kireçtaşı kullanılmıştı. Tahta iskelet, deprem bölgesinde bulunan Girit’te yer sarsıntılarına karşı bir dayanıklılık sağlamış, ancak yangın tehlikesini arttırmıştı.

Sıra halinde dizilen odalar büyük orta avluya açılıyor, yerleri iyi tasarlanmış olan büyük kandillerden saçılan ışık iç dairelerdeki odaları aydınlatıyordu. Sıvalı iç duvarlar çoğu yerde ayrıntılı ve renkli fresklerle, çok göz alıcı bir biçimde süslenmişti. Zemin yer yer beyaz mermerlerle kaplıydı. Yapıların belki de en şaşırtıcı yanı su tesisatlarıydı. Bunların M.S. XVIII. Yüzyılın en ileri su sistemlerinden geri kalan yanları yoktu. Saraylar aydınlık, havadar, özgürlük duygusu veren yapılardı. Uzakdoğu’daki çağdaşı olan uygarlıklardan son derece farklı olan bu özellikle, modern ölçütlere çok yakın bir mimari anlayışının ürünleriydiler.

Bu büyük uygarlığın başlangıcı ve bitimi tartışmalıdır. Bu durum, biraz da eldeki kanıtların çokluğundan ileri gelmektedir. Yaygın kanıya göre bu uygarlık, 1450 yıllarında Girit’in kuzey kıyısına 100 kilometre uzaklıktaki Thera adasında bulunan yanardağın patlaması sonucu çökmüştür. Ancak tek yorum bu değildir. Yanardağın patlaması sonucu Girit adası zehirli küllerle kaplanmış, tüm ada patlamanın sarsıntısıyla beşik gibi sallanarak dev dalgalar kıyıları yerle bir etmiştir.

Çöküş ve Yenilgi

Bu yıkımdan sonra kendisini toparlayan tek büyük kentin Knossos olduğu anlaşılmaktadır. Orada da önemli değişiklikler olduğu anlaşılmaktadır. Adanın yeni savaşçı yöneticileri A alfabesini kendilerine uyarlayıp, Yunan dilinin en eski biçimi olan dillerini doğrusal B alfabesiyle yazmaya başladılar. Bundan adanın Yunanistan’dan gelen Mykenailer tarafından işgal edildiği çıkmaktadır. Mykenailer Thera yanardağının patlamasını fırsat bilip Minos’luların elinde bulunan kara-deniz ticareti yollarını ele geçirmek istemiş olabilirler. Kentli Minos kültürünün yerini köylü Mykenai kültürü alınca, saraylar da tarihin anıları arasına karışmıştır.

0 yorum:

Yorum Gönder